29 Ekim 2015 Perşembe

Şair yazar ve ler



ustalık çok tuzaklı bir şeydir. Yani artık acemi değildir. İnsanın kendi kaleminden başının dönmesi gibi bir şey var. 

Roman çok öne çıkmış bir durumda. Avrupa'da çok canlı seven çok yazan yok. Aziz Nesin bu ülkede her 4 kişiden 5 i şairdi derdi. Ve şu anda herkes hikaye yazıyor ve bunlar güzel şeyler.

Şiirle ilgili ise şöyle bir şey var. Şiirin son kuşağı biraz usta şairlerin gerisinde kalıyor. Son kuşak şairlerin Edip Cansever gibi şairlerin yanına konulmuyor yeni şairler.

http://www.nakliyat-ankara.com/

28 Ekim 2015 Çarşamba

İlk başta insan



İlk başta insan müzikten sarsılır daha ilerisi edebiyat yapmaktır. Yazmak için inzivaya çekilme gibi durumlarına gerek yoktur. İnsanın içerisinde var ise onu yazıyor. Dünyaya kendini kapatarak yazmak biraz tuhaf geliyor. Sadece yazmak yani yazmak ve yaşama dönemi bir şey yoktur ikisi bir anlamda aynıdır.

Yaşadığımız hayat yaşadıklarımızdan oluşmuyor, geçmiş ve gelecek ile ilgileniyor, insan yaşamaktan korkar, yaşar, yaşamış birde bitirmiş zanneder kendini ve o sular birbirine karışıyor, insanlar kendisini bunlardan soyutlamamalı. Bunların birbirine karışık ve zamanın tek boyutta olmadığını ve geniş düzeye yayıldığını biliyoruz. 

Hayata olumlu bakın


Bilinçaltı direndiği zaman öğrenmeye de kapalı oluyoruz bazıları geçirirken ve yumuşakta olabiliyor. Sabit alışkanlığın yerine daha çok çıkarına uyacak modern bir yaklaşımı yakalamak gereklidir. 

Yeni ile eskiyi değiştirin. Her gün evlerinin farklı yerlerine renkli nesneler alabilirler ve her gün ona odaklanın ve size enerji veren bir hayal seçin ve mutlu anılar ile yaşamaya devam edin. Gülümsemek çok önemlidir. Hayatınıza gülümsemeyi benimserseniz hayatınız gülümseme ile enerjinizde yayılabilir ve aklınıza olumlu bir şeyler gelmektedir.

27 Ekim 2015 Salı

Gerçekçi iyimser olun




Uyumu yakalarken ve iç dünyası ile dış dünya ile uyumu sağlayabilme becerisidir mutluluk. Bunu yapamayan kişilerin aslında temel nedeni geçmişin olayları ile kalmaktır ve bilinci çıkarmaktadır.  

Gelecek ile ilgili negatif senaryolar kurmaya başlıyoruz.zihin geçmiş ile ilgili olduğu zaman ve anı yakalayamadığımız zaman mutlu olamıyoruz. Bu kapının kolunun hakimiyeti biz ile olmadığı zaman biz orada kaybediyoruz. Zihnimiz bizim kontrolümüzde olacak ve bizim mutluluğumuza engel olmaması gerekiyor. Stres yönetimi diye tabir kuruyoruz, yönetim kontrolün belirginleştiği haldir yani stersi bizim yönetmek gereklidir.

Hayatımızda artıları ve eksileri görebiliriz. Kötümser yaklaşmak yerine iyimser yaklaşmak çok önemlidir, olumsuz düşünen insanlar olayı genelleştirirler ve olayların sürekli devam edeceğini düşünüyorlar, stres sadece geçicidir ve insan kişiselleştiği zaman içinden çıkamıyor.




23 Ekim 2015 Cuma

Bir yazar hiç okunmsa bile yazmaya devam eder mi?




Yazmak birisi okusundan önce ben bu düşünceleri nasıl anlatabilirimin çabasıdır. Birisi okusunda diye değil yazmak bir salgı gibi içinizden çıkar.  

İnternette geri bildirimler oluyor ama yazdıklarınıza geri dönüş olsa dahi o efore değmez. birisi okursa onun kafasında uyanacak şeylerden kişisel bir tatmin yaşanabilir. Fikirleri yazıya dökmek arasında ve yazar olmak arasında ince bir çizgi vardır. bir bakıma bir olma biçimidir. 


Dünyada bir çok beyin var ve dahi hayvanlarda bile bir beyin var çok farklı beyinler var. bizim beynimiz ile diğer canlılar arasında benzerliği çok ama farkarlı az. bu farklardan birisi lisan alanıdır ve ne olursa oradan olur.



22 Ekim 2015 Perşembe

Çocuk ve ahlak




Çocukta ahlaki kavramlar, din gibi bilgileri öğretiyoruz sansakta çocuklar bir çok şeye zihnen hazırlıklı geliyorlar. Çocukların doğuştan dil öğrenmeye yönelik kabiliyeti vardır. Çocukların en sıradan zekalısı bile bu kadar zor bir şeyi kapıyor.

Dil eğitimi tefferruatlı olmadığı için anne babası bir dili yarım yamalak konuşurken, bir çok diğer 4 tane dil bile öğreniyor. İki üç dili bir arada en güzel şekilde öğrenebiliyor. Doğuştan dil öğrenmeye hazır donanımla geliyoruz.

21 Ekim 2015 Çarşamba

Protein Tozlarına Dikkat Edilmeli



Reklam ve dizilerde görünen tiplere bakıldığında protein tozlarının satışı artmakta ama ne var ki doktorlar protein tozunu çok önermiyor. Besinlerine ek olarak kişiye önerilen çok pahalı tozlar var. Amino asitlerden oluşmuş tozlar bulunmakta.

Sentetik olarak üretilmiş protein tozlarının aşırı miktarda alımı vücudun karaciğerini yoruyor. Kişide karaciğer sorunu var ise ekstra yük karaciğerde sorun yaratıyor. Aşırı miktarda kan şekeri düşüklüğü bir anda kişileri bayıldır ve böbrek taşlarında çoğalma ve kanlı işeme meydana gelmektedir.Sadece kaslarda büyüme değil iç organlarında büyüme meydana geliyor. Kaslar büyüyünce kalpte büyüyor.

20 Ekim 2015 Salı

Aşk ve sevgi



Aşkın belirli bir tutukusu vardır ama sevgide çok fazla dinamizm olmadığı için sevgiyi uzun süre devam etmeniz çok zor. Aşkın ömrü tartışılır ama sevginin ömrü tartışılmaz. Aşkın cinsiyeti var mıdır. Var olan duruma bakarsak kadın edilgendir, erkek teklif götürdüğü için ilk başlarda erkekler daha aşıktır.

Aşk karşılıklıdır, tek taraflı aşk olmaz, bir kız bir çocuğa aşık olursa onun devamı nasıl biter bilinmez.  Bazen de benim aşık olasım var diyoruz ve ilk gördüğümüz ve iletişim kurduğumuz birine aşkımızı dile getiriyoruz.

İnsan davranışları biçimlenirken pekiştirme, bir şey yapma gibi şeyler lazımdır ama aşkta buna benzer bir şeyler yoktur. Aşk bunlara benzemiyor. Siz oradan giderken eros diye biri geliyor ve oku atıyor bundan sonra denetim sizin elinizden çıkıyor.

17 Ekim 2015 Cumartesi

Yaşanılan zaman ve insan




Yaşanılan zamanda ve bu gezegende bu hayat sevilecek bir şey değildir, çocuk kalmak bu hayatta en önemli bir şey. Bir şeyleri ifade etmek çok önemlidir, altına koyduğumuz her şeyin bir anlamı olsun diye uğraşıyoruz. Biz hep yan yoldan kaçmayı seviyoruz, insanlar sonucu ne olursa olsun kafasının istediği yere gitmek ister.

13 Ekim 2015 Salı

Çocuklar gizli depresyonda olabilir


Ergenlik öncesinde çocuğun gelişiminde bir şeyleri atlamamak gerekiyor.Taramadan geçirmek kişilik gelişimi nasıl diye bir taramadan geçirmek gereklidir. İyice tanıdıktan sonra şu rahatsızlık var denilmeli, burada en önemli şey anne baba tutumundan dolayı bir çok problem halledilirse çocukta da sorun kalmaz. Bu zor değil bu aşılabilir, olayların oluşmasında ne kadar sorumluyum diye anne baba kendisine sormalı.

Benim çocuğuma büyü yapıldı demek kolaycılığa kaçmak oluyor. Nazar değdi böyle oldu demek anne çocuğun hatasına sebep olabileceği davranışı görmediği için içi rahat oluyor ve kendisiyle yüzleşmiyor. Anne acı çekmek yerine başkasına sorunları atmak anneye kolay geliyor. Bunun için çocuklar duygularını söz dili ile anlatmazlar, canı sıkıldığı zaman morali bozulduğu zaman faklı şekilde anlatırlar. Çocuklar davranış dili ile sorunlarını anlatırlar bu davranışlar, altını ıslatma, kekemelik, evden kaçma, içine kapanma gibi sorunlar olmaktadır. Bu gibi şeylerin arkasında hep gizli depresyon bulunmaktadır.

11 Ekim 2015 Pazar

Ahlak doğuştandır



Çocuklara konuşamayacakları zamanlarda kukla gösteriyorlar, mızıkçı kukla gösteriliyor mızıkçı kukla mavi, yardımsever mavi kukladır ama çocuklar kırmızı kuklaya doğru gidiyor. Kimisi diyor ki renklerdendir bu sefer renkleri değiştiriyorlar çocuklar yardımsever mavi kuklaya doğru gidiyor.

Doğuştan ahlaki eğilimler vardır bu doğuştandır.İnsanlığa iyilik ve ahlak doğuştan gelmektedir.

9 Ekim 2015 Cuma

Tüketici hakları



Tüketici korunması kanunları resmi gazetede yayınlandı ve 27 mayıs 2014'te yürürlüğe girdi. Yeni kanun ile tüketicilerin hak aramsı kolay hale geliyor ve bürokrasi azalıyor. Yeni kanun yeni düzenlemeleri de beraberinde getiriyor.

Tüketici sözleşmeleri 12 puntodan küçük olmayacak ve okunacak durumda olacak. Tüketiciden yapılan sözleşmenin dışında ek bir bedel talep edilemiyor. Tüketiciden talep edilecek her türlü bilgi tüketiciye ayrıca verilmelidir ve bu uygulama tamamen yeni bir uygulamadır. Bankalarda hangi işletmelerden faiz alınacaksa oradan faiz alınıyor. Yapılacak düzenleme ile bankaların aldığı haksız ücretlerin önüne geçilecek. Yıllık aidat ve benzer ürün altında bankalar kart yollamayacak.

Mesafeli satışlarda 14 günlük cayma yani tüketici kredilerinde 14 günlük cayma süresi getirildi. Ayıplı mal ve hizmette tüketiciye sağlanan ücretler düzenlendi. Ayıplı malda zaman aşımı tüketici tarafından ispat edilecek.

Mortage denilen kredide yeni haklar tanınıyor. Tüketicinin sözleşme hakkında bilgilendirmesi gerekiyor ve tüketici 14 içerisinde caya bilir. Tüketicinin kredi kullanılması yasaklanmıştır, açık talebi olmaksızın sigorta yasaklanmıştır. Bankaların kredi ödenmesi için açılan hesaplarda sadece kredi ile ilgili işlemleri yapılması halinde hesap işletim ücreti talep etmesi de yasaklanıyor, bu kredilerin maliyetini çoğaltan bir unusurde ve artık bu da yasaklanmış durumda.
Kaynak. ankara evden eve nakliyat

7 Ekim 2015 Çarşamba

Aşık olmayı sevmek




Sana ihtiyacım var seni seviyorum demek biraz hastalıklıdır. Ne yani ihtiyacın var olduğu için mi diye seviyorsun diye sorarlar. Yaz geliyor herkesin aşkı var benim yok bir ihtiyaç gibi bir şey olarak algılanıyor.

Sevgi bir sanattır ve bu sanatı hepimiz farklı ifade ederiz. Aşık olduğumuz zaman sen ve ben yok olur ve böyle devam eder. Seni seviyorum eğer sen de beni seversen gibi koşullu cümleler vardır. Koşullu seven kişiler bir yerden sonra usanır ve rağmen gibi şeyleri olmadan gerçek dışı bir sevgi ortaya çıkar. Gerçek sevgi zordur ve gerçek sevgi insanları gönülleri birbirine bağlar ve gönüller açlık çekemez, kimi sevdiğimizi bilelim insanlar hayalleri ile evleniyorlar, özelikleri atfetmeden gerçekleri sevmeye çalışın. Yanılmayın.

1 Ekim 2015 Perşembe

Başarılı şirket için



Yeni gelen kuşak eski düşünce paradigmaları ile yönetilmez. Türkiye'de paradigma kaymaları oluyor ve böylece bir takım yeniliklere ihtiyaç vardır. İnsanı şirkete kazandırmak yöneticinin sorumluluğudur ve işçiye bağırıp çağırarak işe kazandıramayız.

İnsan potansiyelini maksimum şekilde kazanmak ve bunu zirvede tutmak önemlidir. 
Başarılı bir şirket yönetmek için doğru adamları doğru pozisyonlarda yerleşmek gerekir. Çünkü bu hayatta yanlış insan yoktur ama yanlış işlerde insanlar vardır. Dünyanın en iyi satışçısı olabilirsiniz ama siz onu muhasebeci yaparsanız o anlayamaz. Ülkemizde yetişmiş işgücü az ve aynı zamanda insanlar gereğinden fazla eğitim görüyorlar.